TARİHLER GÜNCELLENMİŞTİR. LÜTFEN GÜNCEL DUYURUYA TIKLAYINIZ.
ESKİ DUYURU:
Peter Lang Yayınevi ortaklığında basılacak olan “Migration Generating Geographies and International Irregular Migrations” (Göç Üreten Coğrafyalar ve Uluslararası Düzensiz Göçler)başlıklı uluslararası kitap projesi kapsamında çağrıya çıkmış bulunmaktayız. Kitap projemizin detayları ve bölüm çağrısı aşağıda gönderilmiştir. Kitap projemize bölüm yazarı olarak katılmak isteyen yazarların, bölüm önerilerini 15 Mart 2020 tarihine kadar [email protected] adresine göndermeleri gerekmektedir. Çağrıya ilişkin ayrıntılı dosya ilişikte sunulmuştur.
Saygılarımızla.
EDİTÖRLER
Prof. Dr. Suat KOLUKIRIK
Araştırma Görevlisi Elif GÜN
YAYIM KOORDİNATÖRÜ
Ragıp PEHLİVANLI
KİTAP DİLİ
İngilizce
Çalışmalarınızı hakem incelemesi için Türkçe olarak gönderebilirsiniz.
ÖNEMLİ TARİHLER
Bölüm Önerisi Sonu: 15 Mart 2020
Kabul Bildirimleri: 30 Nisan 2020
Tam Metin Teslimi: 15 Haziran 2020
Planlanan Yayım Tarihi: 15 Eylül 2020
ÇAĞRI METNİNİ İNDİRİN (TÜRKÇE)
DOWNLOAD CALL FOR CHAPTER (ENGLISH)
ULUSLARARASI KİTAP ÇAĞRISI
Bilindiği üzere uluslararası düzensiz göç hareketleri ortaya çıkardığı etkileriyle önemli bir politik sorun ve çözümü konusunda iş birliğine ihtiyaç duyulan bir alandır. Siyasi, askeri, coğrafi, kültürel, sosyal, ekonomik, ekolojik ve hatta psikolojik faktörlerin yanı sıra bireysel faktörlerin tetiklediği göç yolculukları; küresel eşitsizliklerle birlikte farklı sosyal boyutlara ulaşmakta ve ülkeler arasında insani sorunlara neden olmaktadır. Çoğu zaman öteki, yabancı, kaçak, göçmen, sığınmacı ya da mülteci olarak tanımlanan bu görünüm kendi içerisinde de tartışılmakta ve irdelenmektedir. Diğer bir ifadeyle uluslararası ölçekli düzensiz göç hareketlerinin bir zorunluluk mu yoksa ihtiyaçlar karşılaşmasının bir gereğimi olduğu sorusu da önemli bir tartışma konusu olarak güncelliğini korumaktadır.
Tarihsel açıdan değerlendirildiğinde uzun mesafeli göç hareketliliğinin yerleşik ve göçebe toplumlar özelinde farklılaştığı, bununla birlikte göçe yol açan temel etkenin daha çok ekonomik etkenler olduğu görülmektedir. İnsanlar ya da toplumlar daima kendini gerçekleştirme ya da bir varoluş çabasıyla daha iyiyi ve refahı arzulamışlardır. Bugünkü uluslararası nüfus hareketliliğinin güney coğrafyalardan kuzeye doğru oluşu da bir yönüyle yaşam standartları ve ekonomik beklentilerin bir ürünüdür. Özellikle batı ülkelerinin sahip olduğu maddi imkanlar dünyanın geri kalanında cazip görülebilmekte, uzun ve tehlikeli yolculuklar göze alınabilmektedir. Bu manada teknolojik gelişmişliğin belirginleştirdiği yaşam tarzı farkındalığı yanında göç üreten coğrafyaların bir türlü üstesinden gelemediği yüksek yaşam standartları uluslararası göç hareketliliğin bilindik boyutlarıdır.
Göç literatürü ve kuramları bağlamında değerlendirdiğimizde günümüz dünyasının yaşadığı çoğu göç örneğinin, kendisine özgü olduğu ve farklı tanımlamalar taşıdığı söylenmelidir. Zaman, mekan ve insan boyutları içerisinde ortaya çıkan kitlesel göç hareketleri kendiliğindenlik özelliği çerçevesinde ve kendi oluşum koşulları içerisinde anlam bulmaktadır. Bir boyutuyla yerel ve uluslararası nüfus hareketliliği ve göç süreçleri farklı dinamiklerin bir sonucu olarak sürekli bir dinamizmi ve denge arayışının sonucu olarak sürgit devam etmektedir.
Uluslararası açıdan değerlendirildiğinde gerçek sorun, yaşanan göç sürecinin hangi akslar üzerinden ele alınıp değerlendirileceği konusudur. Özellikle küresel eşitsizlikler, az gelişmişlik, bölgeler arası kalkınma ve demokratik gelişme talepleri ekseninde bakıldığında, uluslararası göçün bir sorun alanı olmaktan çok yapısal ve konjonktürel bir gerçeklik olduğu iddiası daha doğru bir yol olarak görünmektedir. Diğer bir ifadeyle “karşılıklı bağımlılığın” yeni biçimleri, iki taraflı ve bölgesel birliktelikler, çok sayıda insanın yaşamını hızla dönüştürmekte ve bu dönüşümle birlikte hem devletlerin hem de toplumların kaderi birlikte şekillenmektedir.
Göç yolları ve geçiş ülkeleri açısından bakıldığında ise Türkiye coğrafyasının merkezi bir yer ve rotayı işgal ettiği görülmektedir. Özellikle Asya, Ortadoğu ve Afrika kıtası ülkelerinden pek çok sığınmacı ya da göçmenin Türkiye’yi transit bir ülke ve göç edilebilir bir coğrafya olarak kullandığını belirtmek gerekmektedir. Türkiye’nin göç yolları üzerinde bulunuşu, bir çekim merkezi olma halini de beraberinde getirmektedir. Diğer bir ifade ile Türkiye, sahip olduğu coğrafi özelliklerinden ötürü, sığınmacı ve mülteciler için merkez ülke konumunda yer almaktadır. Avrupa ülkeleri, Amerika ve diğer gelişmiş ülkelere Türkiye üzerinden ulaşma fikri, Türkiye’yi bağlantı amaçlı kullanılan bir ülke konumunda tutmaktadır. Ancak son dönemlerde Ortadoğu coğrafyası kaynaklı düzensiz göç hareketlilikleri Türkiye’yi sığınılacak bir liman haline dönüştürmüş ve yoğun bir düzensiz Suriyeli göçmen nüfusla karşı karşıya kalınmıştır. Öte taraftan uluslararası düzensiz göç hareketleri Yunanistan ve İtalya başta olmak üzere tüm Avrupa’ya yöneliktir ve küresel ölçekli bir görünüm arz etmektedir. Bu perspektiften hareketle Türkiye ve Avrupa’yı hedef alan uluslararası düzensiz bir göç hareketleri örneği üzerinden ve aşağıdaki konu başlıkları temelinde kitap bölümü çağrısında bulunulmaktadır.